Hepimizin 5. Sınıfta öğrendiği bir konudur tamlamalar. Ama yine de hatırlatayım
efendim!
Tamlamalar ikiye ayrılırmış, 1. İsim Tamlamaları, 2. Sıfat
Tamlamaları
Sıfat tamlamaları sıfat+isim şeklinde, isim
tamlamaları da isim+isim şeklinde olurmuş. Bu arada tamlamanın birinci
unsuruna tamlayan, ikincisine de tamlanan denirmiş ki, tamlanan asli unsur,
tamlanan da tali olanıdır.
Türkçe derslerde sıfat tamlamalarına çok girilmez. Hemen birkaç örnek
verilir kırmızı kalem, uzun kadın, güzel ev gibi.
Asıl mesele isim tamlamalarındadır. Dörde bölünürler hemen: 1. takısız,
2. belirtisiz, 3. belirtili, 4. zincirleme.
Tamlayan ve tamlanan ek almazsa – takısız: taş köprü.
Tamlayanı ek almayıp, tamlanan iyelik eki alırsa – belirtisiz: araba
kapısı.
Tamlayan ve tamlanan tamlama eklerini alırsa – belirtili: arabanın
kapısı.
Üçten çok tamlayan/tamlanan unsuru olursa – zincirleme: arabanın
demir kapısı.
Türkçe dersini bırak sadede gel diyenlere son bir şeyin ayırtına vardırayım.
Efendim Türkçede “tamlama” ekleri diye bir takım ekler varmış! Neymiş bunlar?
1. Tamlayan eki: Tamlayan unsura eklenen ilgi eki imiş, bildiğimiz
genitif eki yani: -ın, -in, -un, -ün, -nın, -nin, -nun, -nün (söz temsil, taş-ın,
ev-in, kuş-un, süt-ün, baba-nın, nine-nin, popo-nun, ütü-nün)
2. Tamlanan eki: Tamlanan unsura eklenen aidiyet eki imiş: -ı, -i,
-u, -ü, -sı, -si, -su, -sü. (söz temsil, taş-ı, ev-i, kuş-u, süt-ü, baba-sı,
nine-si, popo-su, ütü-sü)
Şimdi Lazcaya dönelim.
Efendim, Lazcayı sonradan öğrenenlerde, ya da Türkçe bir metni
Lazcaya çevirmek isteyenlerde sıkça rastlanan bir sorun da tamlamalardır. Zira,
genellikle Türkçe düşünüp Lazca yazmak, söylemek isterler. Hadi isimleri,
sıfatları bulduk, tamlama oluşturmak için bunları nasıl bağlayacağız? O zaman,
genelde Türkçe tamlama yapma kurallarını devreye giriyor ne yazık ki. Oysaki
Lazcanın kendi kuralları var bu konuda. Şimdi bu iki dili tamlama açısından
değerlendirelim.
Lazcada da sıfat ve isim tamlaması vardır. Sıfat tamlamasını az
sonra ele alacağız deyip, isim tamlamasına devam edelim.
Lazcada isim tamlaması aslında tektir. Tamlayanın genitif eki
aldığı, tamlananın ise yalın olduğu isim tamlaması: arabaşi nek̆na.
Türkçedeki her üç isim tamlamasına karşılık Lazcada sadece bu form
kullanılır:
taş köprü – kvaşi xinci
araba kapısı – arabaşi nek̆na
arabanın kapısı – arabaşi nek̆na
Ancak diyalektlere göre genitif eki bazen sadece –ş şeklinde
olur: arabaş nek̆na gibi. Çxalada, -ş ekinin –y’ye çevrildiği durumlar
da vardır: araba-y nek̆na gibi.
Ardeşen bir istisnadır. Ardeşen diyalektinde isim hal eklerinin
hepsine bir alerji vardır. Ergatif (-k) ve datifi (-s) düşürmüştür hatta.
Burada genetif eki vardır ama çoğu zaman onu da düşürerek kullanmayı yeğler: arabaşi
nek̆na = araba nek̆na gibi. Bu Ardeşen’e özgü, ve diğer
diyalektlerin çoğunda da “anlaşılmaz” bir yapıdır, Ardeşen’lilerin leb demeden
leblebiyi anlamalarına bilimsel bir örnektir, tıpkı “Amedi Xasani ceçu”da kimin
kimi dövdüğünü anladıkları gibi!
Demek ki ne imiş, Türkçede zincirlemeyi saymazsak üç tane isim
tamlaması türü varmış, Lazcada sadece bir tane.
Türkçede tamlayan genitif olabilirmiş, Lazcada tamlayan her zaman
genitif olurmuş.
Türkçede tamlanan aitlik eki alırmış. Oysa Lazcada aitlik eki yok! Onun
yerine iyelik zamiri var (yani genitif haldeki şahıs zamirleri):
Ev-im Oxori
çkimi
Ev-in Oxori
skani
Ev-i Oxori
muşi
Malum, çkimi “benim”, skani “senin”, muşi “onun”
demektir.
Bu iyelik zamirleri de isim tamlamalarında kesinlikle kullanılmaz,
mesela
Tamlayan
|
Genitif
eki
|
Tamlanan
|
Aitlik
eki
|
Ahmet
|
-in
|
ev
|
-i
|
Amedi
|
-şi
|
oxori
|
---
|
Şimdi de sıfat tamlamalarına değinelim de kapansın bu mevzu.
Normal olarak sıfat tamlamaları bir isim ve sıfattan oluşur. İsim olan
unsur asli unsur olduğundan her zaman tamlanan, sıfatta tali unsur olduğundan
her zaman tamlanan olur. Yani ev her zaman evdir, kırmızı, sarı, güzel, büyük,
boş, yıkık olabilir. Ev tamlanan, geri kalanlarsa tamlanandır. Biraz uzattım
sanki, hemen kesiyorum!
Lazcada da sıfat+isim şeklinde olur sıfat tamlaması: uça oxori,
gundze biga, dintsxiryari xami…
Türkçede yok, ancak pek çok dilde var, eskilerin yay-ı nispî, İngiliz
ecnebilerinin suffix of relation dediği, Türkçede nispet eki diye bilinen bir
ek kategorisi vardır ki, sıfat tamlaması yapmak üzere, isimleri sıfata çevirir.
Osmanlıcada –î ekidir, Türkçede de kullanılır: Lisân-ı Arabî, yani Arap
lisanı. lisân isim, Arap’ta isim, ancak Arabî “Arap’la
ilgili” anlamında sıfattır. Bu örnekten anlaşılacağı gibi, Türkçede bu tür bir
ek kategorisi olmadığı için, Osmanlıcada sıfat tamlaması kategorisindeki
tamlamaların, Türkçeye isim tamlaması olarak çevrilebiliyor.
Türkçede bu kategoride ek yok dedik ya, aslında “yoktu” demek daha
doğru olur, zira 1930’larda bu ek kategorisi de uydurulmuş: -sal, -sel, -al,
-el şeklinde. Türk “bilim edamları” Latince aynı görevdeki -al ekini
örnek almışlar kendilerine: nation > nation-al ve ulus >
ulus-al.
Şimdi, kadınsal, eğitimsel, bitkisel, merhum muhafazakar, Faruk
Timurtaş demişti sanırım “Türkçeyi sal-a koyup sel-e verdiler
diye”.
Türkçe gramerde olmadığı için, nispet ekini ikame etmesi için
uydurulan bu ek tam olarak nispet ekinin de yerini dolduramadı, kendince “entelektüel”
bir iklim içerisinde kaldı durdu.
Ancak, Türkçede olmayan bu ek kategorisi Lazcada ve gramerinde var:
-uri (disimilasyona göre, Hopa’da -uli) eki.
Bu ek, isimleri sıfata dönüştürmeye yarıyor. Mesela oxordza “kadın”
isimdir, oxordzaluri ise sıfat. Ne demek, “kadın …-ı, kadınsal, nisevî”
Mesela, oxordzaluri porça “kadın gömleği”dir.
Tıpkı Arapçadaki –î ekinde olduğu gibi, memleket adı da yapar, Xopuri
“Hopalı” gibi yani, Osmanlıdaki kullanımla Hopavî. Osman Hopavî var, bilenler
bilir, Azlağalı, Avcıoğullarından. “Dürretü´l Vâizîn” adlı dinî bir kitabı
vardır.
Bazan facebookta görüyorum, Lazuri kelimesini Lazca’nın birebir
karşılığı sanan arkadaşların yorumlarını. Lazuri kelimesi direkt “Lazca” anlamında
değildir. Laz …-ı anlamındadır. Mesela Lazuri oç̆k̆omale, Lazuri feli, Lazuri
birapa, Lazuri duguni… Yani Lazlarla ilgili, alakalı, Laz tarzında
anlamında bir sıfattır “Lazuri” kelimesi. Oysa ki Türkçedeki “Lazca” kelimesi “isim”dir. Laz dilinde Lazcaya “Lazuri
Nena” denir.
Bu ek kategorisi, Türkçede olmadığı için ve Lazlar her şeyi Türkçeyle
açıkladıkları için bu karmaşa ortaya çıkıyor.
Demek ki, neymiş?
Lazcada sıfat tamlaması sıfat ve isimle yapılırmış: uça oxori.
Lazcada sıfat tamlaması için, isimler –uri ekiyle sıfatlaştırılarak
tamlayan unsuruna çevrilebilirmiş: oxordzaluri porça.
Lazcada sıfat tamlamasıyla yapılan bazı tamlamaların Türkçede sıfat
tamlaması olarak karşılığı yokmuş, onun yerine isim tamlaması yapılıyormuş: oxordzaluri
porça = kadın gömleğ-i.
Ve en genel olarak ne imiş, Türkçe düşünüp Lazca yazmayacakmışız,
Lazca kelimelerle Türkçe konuşmayacakmışız!
Efendim, bu -uriden başka –eburi/-ebura diye bişeyler
daha var, bunların mahiyeti ne ola diye sorarsanız, bu ekler –uri’nin
çoğul eki ile oluşturdukları ve Gürcüceden geçen şekillerdir. Gürcücede de –uri
eki aynı işlevde ve şekilde kullanılır: Lazi, Lazuri, Megreli Megr-uli
gibi.
Gürcücede çoğul eki –eb’dir: Laz-eb-i, Megrel-eb-i
gibi. Bu çoğul isimlere –uri’yi ekledik mi: Laz-eb-uri, Megrel-eb-uri
olur. Buradan –eburi eki zuhur eder ki, aslen sadece “Laz”a özgü demek
olan Lazuri kelimesini, “Lazlara özgü” anlamında genişletmiş olur.
Günümüzde Lazeburi kelimesindeki çoğulluk az da olsa sezilir durumdadır.
Laz-ebura daki –ebura ise Lazeburi’den farklı değildir. Sadece –a şeklindeki
empatik bir sonek almıştır, bunun da kelimeyi daha bizden hissettirmeden başka
bir işlevi yoktur.
“Onu anladık da, Lazeburot ne oluyor o zaman?” diye soranlara
da çok eski bir yarayı kaşıdıklarını söylemek durumunda kalırım.
Lazcada hani ergatif (-k), datif (-s), enstumantal (-te), direktif (-şa),
genitif (-şi), ablatif (-şen) halleri var ya, eskiden bir de adverbial (-ot)
hali vardı!
Bu hal eki Lazcada düştü, sadece bazı kalıplaşmış yapılarda fosilleşmiş
olarak kaldı. Hopa’da birkaç kelimede de kullanılır. Megreller "cgiro vorek" derler ya "iyiyim" anlamında, orada cgiri "iyi", cgiro zarf olarak "iyi" demektir.
Adverbial hal, kelimeyi zarf yapan haldir. Türkçede adverbial hal
bazı görüşler göre vardır ve eki de –ca’dır: insanca yaşamak gibi.
Ancak Türkçedeki Adverbial –ca eki ile isimen isim türeten –ca (Lazca)
birbirine karıştırmayın! Yakın da olsa farklı şeyler.
Lazeburot’a gelince, buradaki lazebur kısmını yukarıda
anlatmıştık, -ot ise adverbial hal ekidir. Lazeburot da bir fiilden önce
gelebilecek bir “zarf”tır. “isim” değildir ve “Lazca” anlamına gelmez, “Lazca yaşamak
= Laz gibi yaşamak”, “Lazca konuşmak = Laz gibi konuşmak” gibi bir anlamı üstlenir.
Son olarak facede gördüğüm ve konumuzla ilişkili bir hatayı örnek
olarak değerlendirip, mevzuyu kapatmak istiyorum.
“Lazi enstitu” diye bir tamlama var ki “Laz enstitü”sünün tercümesi
olduğu anlaşılıyor.
Bu tamlama yukarıda saydığımız hangi tamlamaya giriyor? Hiçbirine!
Eğer Ardeşence olsa bir isim
tamlamasıdır deyip “Lazişi enstitu” diyebilecektik.
Daha iyi anlamak için ve Türkçesinden çeviri olduğu için “Laz
Enstitü”sünden gidelim. Laz enstitüsü bir belirtisiz isim tamlaması. Neden
Türkçe genitif eki olan –ın ekini almamış.
Tamlayan
|
Genitif
eki
|
Tamlanan
|
Aitlik
eki
|
Laz
|
X
|
enstitü
|
-sü
|
Lazi
|
X
|
enstitu
|
---
|
Demiştik ki Lazcada isim tamlamasına aitlik eki konmaz. Çeviri
yapılırken de aitlik eki konulmamış. Ama Türkçede tamlayana genitif eki de eklenmediği
için, Türkçeden hareketle, Laz arkadaşlarımız da genitif ekini koymadılar. Öyle
ya, Türkçede yoksa Lazcada niye olsun!
Bu tür durumlarda, iki seçeneğiniz vardır:
1. Ya Türkçedeki gibi isim tamlaması yapacaksınız (ama Lazcanın
kurallarına göre): “Laziş(i) Enstitu” diyeceksiniz,
2. Ya da Türkçede olmayıp, Lazcada olduğu gibi ve Türkçede olmadığı
için pek kullanılmayan, kullanılsa da Türkçe tercümesi kadar “oturaklı”
gelmeyen sıfat tamlamasını kullanacaksınız: “Lazuri Enstitu”.
Türkçede (takısız isim tamlamaları hariç, ki onların isim tamlaması
oldukları tartışmalıdır) diğer isim tamlamalarında iki ismi birbirine bağlayan
bir “bağ” unsuru vardır: genitif eki ya da aitlik eki. Bu yüzden Türkçede bu iki
unsurdan sadece birini kullanarak da kelimeler arası bağı kurabilirsiniz. Oysa
Lazca tamlamada sadece iyelik eki var ve bunu mutlaka kullanmanız gerekir,
yoksa isimler birbirinden ayrı kalır, ilişkilenemezler. İkisini ancak Türkçe düşünerek
ve gizli bir “aitlik” eki ile birleştirebilirsiniz.
Lazcanızı Türkçeyle sınırlandırmamanız umuduyla efendim!
İrfan Ç. Aleksişi
aleksivatlk@hotmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder