10 Haziran 2019 Pazartesi

Germakoçi'nin 'germa'sının Etimolojisi Hakkında


Germak̆oçi kelimesini kendi köyünde kullanılsın, kullanılmasın pek çok Laz, en azından meraklı Lazlar duymşlardır. Ormanlarda yaşayan, bütün vücudu kıllarla kaplı, insanın her yaptığını taklit eden bir nevi orman adamıdır bu. Bu mitolojik figürle ilgili bir kaç inceleme de kaleme alınmıştır.
Germak̆oçi kelimesi ve eşbiçimleri Viʒ̆e (Fındıklı) ve doğusunda konuşulan Lazcada kullanılır, Ardeşen ve Pazar tarafında bilinmez. Ancak aynı mitolojik figüre Ç̆ik̆a ya da K̆oncolozi, bazen de Yaban Adami dendiği olur.
Bu Germak̆oçi kelimesindeki ikinci unsur, yani k̆oçi “adam” demektir. Öndeki germa'nın ise “dağ, orman” anlamına geldiği kabul edilir. Bir halk etimolojisi üzerinden bir çıkarım ve bunun devamında bir neoloji olarak mı germa kelimesinin bu anlamı kazandığını, yani doğalında insanların germa ya da eşbiçimlerini konuşma dilinde kullanıp kullanmadıklarını  bilemiyorum. Ancak Dumezil’in ve Asatiani’nin metinlerinde germa kelimesinin bu anlamda kullanımına rastlıyoruz.

Germak̆oçi için Fındıklı tarafında Gemak̆oçi başka yerlerde de Gimak̆oçi dendiğini biliyoruz. Şu halde “orman, dağ” anlamındaki germa, gema, gima kelimelerinin menşei, kökü, etimolojisi nedir? Bu epey zamandır aklımda olan bir soruydu. Megrelce ve Svanca sahasına baktım, benzer bir kelime var mı diye, ama hiçbir şey bulamadım. Gürcüce sahası için de hakeza... Öyle görünüyor ki bu kelime sadece Lazca sahasında kullanılıyor. Tecrübelerim, sadece Lazca sahasında rastlanan, içerisinde çx, ʒx, t̆k̆, ç̆k̆, şk vs. kompleksleri bulunmayan, bunun gibi iki açık heceden oluşan kelimelerin Lazca olma ihtimalinin çok düşük olduğunu gösterdiği için, Lazca için özellikle iki donör dil; Ermenice ile Rumcaya da baktım, ama oradan da sonuç alamadım. Elbet bir yerden çıkar, deyip kelimeyi kenara koydum ki, geçenlerde bir durumu fark ettim: Bir kaynakta Germak̆oçi’nin Dimak̆oçi şeklinde yazıldığını gördüm. Klavyede d ve g harfleri oldukça birbirine yakın, o sebeple bir yazım hatası olabilir, diyerek sadece not etmekle yetindim bunu. Ancak dün, Facebook ortamında “dima”nın ne anlama geldiğini sorgulayan bir paylaşımın altındaki yorumları görünce, Dimak̆oçi formunun bir yazım yanlışı değil, Arhavi’ye özgü bir söyleyiş olduğunu anladım!
Bu idraka vasıl olunca, kelimenin soyu sopu yavaş yavaş kendini ele vermeye başladı. Etimoloji ile ilgilenen biri, dima ile gima aradındaki d > g değişimine “dilin kemiği yok” kabulü ile kayıtsız kalamaz. Kaldı ki bu tür ses değişimlerinin hiçbirisi tesadüfen ve anlamsız değildir ve bunlar fonolojinin en heyecan verici fenomenleridir. Kaldı ki, örnekleri az olsa da Lazcada /i/ önündeki /d/lerin /g/leşmesi bu türden bir ses olayı olarak karşımızda durmakta. Bunun en bilindik örneği gyari “yemek” kelimesidir. Zira gyari’nin aslı diari idi ve 1797 tarihli bir kayıtta bu şekilde geçmesinden başka, Svancada diar “yemek” ve Megrelcede diar- fiili “ziyafet vermek” anlamında kullanılır.
Aynı ses olayı Yunanca kökenli ποδιά podia “önlük” kelimesinde de görünür: Hopa’da p̆odia olarak kullanılan kelime Viʒ̆e’de p̆orgya formunu alır. Viʒ̆e ve doğusundaki /gy/ sesinin Ardeşen ve Atina’da /c/leştiğini hatırlayınca (gyari > cari gibi), p̆orgya’nın Ardeşen-Atina’da p̆oca şeklini alacağını tahmin edebiliriz. Buna bir bitki türü olan soxudia > soxorgya ve xardali > xargyali “hardal” örneklerini de verebiliriz.
Şu halde gima kelimesi dima’nın alternansından başka bir şey değildir ve germa da hesaba katılırsa, *dirma gibi bir arkaik formdan bahsetmemiz mümkün olur. İşte bu ipucu üzerinden Yunancayı taradığımda δρυμός drimos “orman” kelimesi karşıma çıkıverdi. Bu kelimenin düzensiz nötr çoğulunun δρυμά drima şeklinde olduğunu görünce bütün fonolojik sorunlar çözülmüş oldu.
Şu halde sadece Lazcada karşılaştığımız bu kelime δρυμά drimá >> *drima > *dirma > *girma araformlarına ve bunun günümüzde rastlanan dima, gima, germa, gema ve cerma şekillerine evrilmiş olduğunu bir etimologun gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz.
Darısı gest̆a, grest̆a, cest̆a’nın başına!