Gergedan "canavar" tarifine en uygun hayvan olsa gerektir. Dinozorlar çağından kalma, burnunda garip boynuzları ve üzerindeki zırhıyla kocaman ve oldukça korkunç bir yaratık... Ayrıca bir hayli de saldırgan ve kötü şöhretli...
Gergedanlar Yunanca ve bilimsel adıyla Rhinoceros yani "Burun-boynuz", eskiden daha geniş bir coğrafyada yaşamakla birlikte, günümüzde Asya'nın Güneydoğusunda Hindistan ile Çin arasındaki sahada ve Güney Afrika'da yaşar.
Kuşkusuz Lazların yaşadığı sahada gergedan hiç olmamış. Bu yüzden Güney Kafkas dillerinde bir miras olarak gergedanı ifade eden bir kelime yoktur.
Pekiyi, ödünç de olsa Lazcada gergedanı ifade eden bir kelime var mı acaba?
Bu soruyu bana bir sene kadar önce sorsaydınız, "neden olsun ki?" derdim.
Bir kaç yıldır hazırlamakta olduğum sözlük çalışması için yaptığım derlemelerde, kelimelerin yeniden tashihi ile ilgilenirken, garip bir kelimeyle karşılaştım: "kerkedeni".
Kelime Çxala ağzında kullanılmaktadır ve "Txa mgerişen muçitaşi kerkedeni nikten." yani "Keçi kurttan kurtulunca kerkeden'e dönüşür." atasözünde karşımıza çıkmakta. Aslında bundan başka bir kullanım tespit edemedim.
Kerkedeni |
Buradaki kerkedeni kelimesini bir kenara not ettim. Ancak anlam olarak bir şey bulamamıştım. Fakat bir vesileyle Türkçe gergedan kelimesi hakkında bir yazı okurken ilginç bir benzerlik gözüme çarptı. Türkçe gergedan kelimesi 1400'lerde kergeden ve kergerden şeklinde kullanılıyormuş. Bu kelime Türkçeye Farsçadan girmiş. Farçada bu hayvana کرگدن kargadan ve Arapçada kargaddan denmekteymiş. Kelime Eski Süryanice karkǝḏānā ve Akadca Kurkizannu şeklindeymiş ve hepsinin kökeni Hindistan'da konuşulan Eski Sanskritçe khaḍgadhenu "dişi gergedan" kelimesidir. Sanskritçe khaḍga kelimesi aslında "kama" anlamındadır ve diğer bir anlamı da gergedandır.
Kelime Sanskritçeden Farsçaya ve oradan da çevre dillere yayılmış olmalıdır: Avarca gargadan, Azerbaycanca kərgədan, Tatarca qärkädän, Kırım Tatarcası kerkedan, Kürtçe kergeden, Lakça kargadan, Tacikçe karkadan, Uygurca kerkidan, Özbekçe karkidon vs.
Lazca kerkedeni'nin Farsçadan mı yoksa Türkçenin yerel ağızlarından bir alıntı olduğu karışık. Farsça ile direkt bir temas olmadığına göre, Türkçe veya bölgedeki başka bir dilden girmiş olması lazım Lazcaya. Gürcüler mart̆okra yani "tek boynuz" diyor bu hayvana. Onların da gergedanla temasları olmadığına göre, tercüme bir isim olmalı.
Bu arada, yukarıdaki atasözünü de araştırdım, belli ki bu atasözü Türkçeden aktarılmış. Türkçede, Ömer Asım Aksoy şöyle veriyor atasözünü: "Keçi kurttan kurtulsa gergedan olur." Anlamı da şu imiş "Tehlikeler, zararlar olmasa her şey alabildiğine gelişir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder