Sayfalar

2 Ocak 2014 Perşembe

Neden Gyari, Neden Cari?

Sevan Nişanyan’ın blogundan etimoloji notları okumayı severim. Kendisini Taraf’taki Kelimebaz yazılarından beri takip de ederim. Adını Unutan Ülke adlı kitabında çok cüzi bir katkım vardır, Laz yer adları hakkında, sağ olsun giriş kısmında bana da teşekkür etmiştir, teşekküre değer bir yardımım dokunmamasına rağmen. İşte, geçenlerde de boş durmaktansa blog okumak iyidir deyip girmişim sayfasına. Çok ilginç ve Lazcadaki bazı fonolojik durumların da örneği olabilecek bir yazı okudum. Nişanyan’dan da yararlanarak, Lazcadaki fonolojik bir olayın en çok konuşulan dünya dillerindeki örneklerini paylaşmak istiyorum.
Palatalization yani damaksıllaşma, fonolojide bir artdamak konsonantının (ünsüz) boğumlanma noktasının öndamağa kayması olarak tarif edilir. Sebebi, /e/ ve /i/ ünlüleri ağzın ön kısmında telaffuz edildikleri için, buna bitişik /k/, /g/ gibi artdamaksıların doğal olarak öne kayma eğilimi göstermeleridir.
Lazcada bu durum Art̆aşeni-Atina (Ardeşen-Pazar) diyalektinde görülür ve diğer diyalektlerle arasındaki en belirgin fonolojik fark olarak karşımıza çıkar. Lazcadaki bu durum artdamaksıl /g/, /k/ ve /k̆/ konsonantlarının /i/ ve /e/ vokalleri önünde /c/, /ç/ ve /ç̆/ öndamaksıl konsonantlarına dönüşmesi şeklinde özetlenebilir:
gevulur/gebulur > cevulur/cebulur “iniyorum”
bergi > berci “çapa”
fingili > fincili “sümük”
kerki > çerçi “ağaç kabuğu”
keseri >çeseri “keser”
mçiki > mçurçi “kestane kargası”
k̆epri > ç̆epri “kendir”
k̆ibri > ç̆ibri “diş”
tok̆i > toç̆i “ip”
Bununla birlikte palatalizasyona doğu diyalektlerinde de kısmen rastlanır. /g/, /k/ ve /k̆/ artdamaksılarının kendisinden sonra herhangi bir ünlü gelen /i/ ve /e/ önünde /gy/, /ky/ ve /k̆y/ olması da bir palatalizasyondur. Bunun gibi Türkçeden gelen kelimelerde, önünde /ö/, /ü/, /â/ seslerinin olduğu /g/ ve /k/ sesleri de /gy/ ve /ky/ şeklinde Lazcalaşır. Ancak Doğu diyalektlerinde bir değişim değil, yaklaşma söz konusudur. Art̆aşeni-Atina’da bu tür palatalize fonemler yine /c/, /ç/ ve /ç̆/ olarak karşımıza çıkar:
*diari > *giari > gyari > cari “yemek; ekmek”
*mk̆iapu > mk̆yapu > mç̆apu “çakal”
kyoi > çoi “köy” gibi.
Palatalizasyona Ardeşen’de başlamak üzere Rize ve Trabzon’a kadar uzanan sahada ve bu sahada konuşulan dillerde de rastlanır. Yani, sırf Pazar-Ardeşen Lazcasında değil, Rize ve Trabzon Türkçesinde ve Rumcanın doğu ağızlarında da görülür (misal, Rize Türkçesindeki geliyorum > celeirum, köpek > çopek vs.).
Palatalizasyon denen bu durum sadece Doğu Karadeniz dil ve lehçelerinde de değil, mesela Svancada da görülür. Ancak daha popüler ve tanınmış dillerden birkaç örnek vermek istiyorum bu durumla ilgili.
İngilizce ya da Fransızcada c harfinin okunuşunun bir kuralı vardır. Mesela /i/ ve /e/ önünde /s/ ve diğer harflerle birlikteyken /k/ diye okunur bu harf. Bunun sebebi, Latincenin geçirdiği bazı tarihi evrelerdir ki bu evrelerle birlikte Latin dilleri denilen İtalyanca, Fransızca, Romence ve İspanyolca gibi diller türemiştir.
İmparatorluk döneminin halk Latincesinde tıpkı Lazcada olduğu gibi /i/ ve /e/ önündeki /k/ler palatalize olmuş ve bu ses mesela İtalyancada bildiğimiz /ç/ sesine dönüşmüştür kesar > çezar (imlası cezar) gibi. Kuzey Fransa ve Cermen lehçelerinde ise /ç/ > /ts/’leşir (Lazcadan tanıdığımız /ʒ/ sesi) ve tsezar şeklini alır. Bu /ts/ sesi 9. Yüzyıl Fransızcasında /s/’leşir ve sezar okunuşu ortaya çıkar. İngilizceye Fransızcadan giren kelimelerde bu okunuş farklılıkları aynen korunur.
Nihayet Latin alfabesindeki C harfi, /e/ ve /i/ ünlülerinden önce geliyorsa İtalyancada /ç/, Fransızcada ve İngilizcede /s/, Almancada /ts/ şeklinde telaffuz edilir.
Avrupa dillerinde /g/ harfinin bazen /c ~ j/ ve bazen /g/ olarak okunması da yine aynı hikayedir, tıpkı Lazcadaki gibi (misal, angel, Almancada angel okunur, İtalyanca ve Fransızcada Ancel…).
Bu /g/’leşme Arapçada da vardır. Arapçaya başka dillerden girmiş kelimelerdeki /g/’leri hep /c/ şeklinde palatalize olur: Evangel > İncil, Ge hinnom > Cehennem, gamuş > camuş gibi…

Yani, /g/’lerin, /k/’lerin /c/ ve /ç/ olması çok da şaşılacak, alışılmadık bir durum değildir ve her dilde rastlanabilecek açıklanabilir bir fonolojik değişimdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder