Sayfalar

16 Ocak 2014 Perşembe

Tulum Kökeni ve Etimolojisi Üzerine Kısa Bir Değerlendirme

Çixi Mustafa tuluma hayat üflerken
Evliya Çelebi'nin dankiyo, dankiyo tulumu, dankiyo düdügi, dankiyo boruları, dankiyo nakısları diye bahsettiği ve “Trabzon Lazları icad itmişdür, bu tokuz delükli kamışdur” dediği çalgı tulum olarak bildiğimiz üflemeli çalgının ta kendisidir.
Evliya Çelebi Trabzon’a ve Kafkasya’ya 1640-45 arası seyahat etmiş ve notlar almıştır ki, sanırım, Doğu Karadeniz’de tulum çalındığı hakkında daha eski bir kaynak yoktur.
Tulumun, Karadeniz’in bazı yerlerinde çalındığı söylense de buraların tulumunu hiç duymadım. Trabzon’da, Şebinkarahisar dolaylarında çalınırmış, rivayetlere göre. 1923 mübadelesine kadar Rumlar tarafından özellikle Maçka ve Kuzey Gümüşhane'de yoğun olarak kullanılmaktaymış.  “Çayeli ilçesinden doğuya doğru Rize’nin Pazar, İkizdere'nin bazı köyleri, Ardeşen, Çamlıhemşin, Fındıklı ve Artvin'in Arhavi, Hopa, Borçka, Yusufeli, Şavşat, Meydancık belde Murgul ilçelerinde ve Gürcistan sınırında geleneksel olarak çalınır. Artvin'in iç bölgelerinde Gürcüler tarafından da geleneksel enstrüman olarak kullanılmakta” imiş Wikipedia’ya göre.
Ben hiç Şavşat tulumu duymadım, Hopa tulumu da bilmiyorum, Gürcistan’ın Acara ve Raç’a bölgelerinde varmış, dinledim.
Şunu demek istiyorum, eski Lazistan sancağı çevresinde ve özellikle Atina nahiyesi (şimdi Pazar ilçesi) merkez olmak üzere (eskiden Hemşin, Ardeşen filan hep Atina’ya bağlıydı), tulumun ana vatanı olmasa da, şimdilerde popülerleşen tulum formunun beşiğidir diyebiliriz.
Tulum deyince hemen “Lazlarla İskoçlar akrabadır, ikisi de tulum çalıyor” diyen sivri zekalılar olabilir. Siz onlara aldırmayın!
Tulum, pek göz önünde olmasa da, dünyanın en yaygın halk çalgılarından biridir. Bununla birlikte global popüler kültür Batı Avrupa’daki tulumu hepimizin tanımasını sağlamış, tulum da İskoçlarla özdeşleşmiş.
Oysa ki, Tulum, Fransa’dan Yunanistan’a, Rusya’ya, Kuzey Afrika’ya, İran’a Kuzey Hindistan’a kadarki coğrafyada oldukça yaygın bir enstrüman.
Tulum, Doğu Karadeniz’e sonradan gelmiş olmalı. Muhtemelen Yunanlılar vasıtasıyla Balkanlardan ulaşmış bize. Ancak bizde yerelleşip farklı bir form almış ve günümüz tulumu varlık bulmuştur.
Trabzon, Batı Rize, Artvin sahili, Şebinkarahisar, Bayburt gibi yerlerde çalınırmış, yukarıda dediğimiz gibi. Ancak son 100 yıl içerisinde sürekli gerilemiş, gerilemiş ve Pazar-Hemşin-Ardeşen üçgenine sıkışıp kalmıştır. Ancak geçtiğimiz 15 yılda tulum yeniden hayat buldu ve popülerleşti. Çok izlenen dizilerde, değişik tür müziklerde, belgesellerde mistik ve efsanevi bir enstrüman olarak yeniden hayat buldu; popüler kültüre dahil oldu.
Eski köy tulumcularının aşağılandığı, hadi aşağılanmak ağır kaçtı, “makbul” sayılmadığı, ölü evlerinde çalınmasının yasak olduğu, dindarların “günah” ilan ettiği bu çalgının, önyargıları kırarak hayata dönmesi hepimizi sevindiriyor. Bizim köyün efsanevi tulumcusu Ç̆ixi Mustafa’nın talebesi olan Mustafa’nın yaklaşık 10 yıl kadar öncesine değin tulum çaldığını, gördüğü bir rüya neticesinde bu mekruh işi bırakarak tövbe ettiğini üzülerek hatırlıyorum şimdi. Oysa ki, âmâ olan Mustafa’nın sosyalleşebileceği son derece verimli bir alandı, ama kime anlatacaksın!
Şimdi de konumuza, yani kelimelere dönelim.
Tulum çalgısının adlandırılmasında iki yaklaşım dikkat çekiyor:
A) Tulum (yani ekseri keçi derisinden yapılan hava deposu)
B) Düdük kısmı (kamıştan yapılır).
Bu sadece Doğu Karadeniz'e özgü değil, tulum çalınan her yerde bu yaklaşımlar söz konusu, ancak burada dünyadaki tulum adlandırmalarından değil, sadece Doğu Karadeniz’dekilerle ilgili konuşacağız.
Tulumla ilgili terminoloji şöyle:
1. Tulum: Malum, Türkçedir. Hem enstrümanı, hem de deri kısmını ifade eder. Lazcada da daha ziyade tulum kullanılır.
2. Dankiyo: Evliya Çelebi demiş. Demek ki eskiden Trabzon civarlarında bu isim kullanılırmış. Ama artık cari değil. Kelime Yunanca: το ἀγγεῖον to angeion “kavanoz, kutu; deri çuval, tulum”
3. Guda: Lazlar tuluma çalgı olarak guda da derler ki Gürcüce ile ortak olan bu kelime Türkçe tulum’la eş anlamlıdır. Gürcüler guda-stviri “tulum-düdük” derler. Lazcadaki guda ile Bulgarca gájda, Katalanca gaita, Yunanca γκάιντα gkáinta, İspanyolca gaita, Sırpça-Hırvatça gajde, Romence gaidă, Portekizce gaita de foles, Berberice ghaita kelimelerinin hepsinin Gotça gaits ve onun da Proto-Germanic *gaits “keçi” ile ilgisi ve kökensel akrabalığı vardır. Muhtemelen, tulum 3-4. yüzyıllardaki Got akınları ile Balkanlara ve Batı Avrupa’ya yayılmış, Roma döneminde de benimsenerek popülerleşmiştir. Bu arada meşhur İmparataor Neron’un tulum çaldığını da hatırlatayım. Neticede, bu adın menşei Balkanlar!
4. Zimbona: Trabzon Rumları tuluma zimbona derler ki Yunancadır: τσαμπούνα tsambouna “malum müzik aleti; kamıştan yapılan düdük”.  Yunanca kelimenin eski Yunanca formu συμφωνία symphonia “ahenkli ses” imiş ve Latince’ye symphonia (bildiğimiz senfoni ile aynı kelime) şeklinde geçmiş. Latinceden İtalyancaya sampogna/zampogna “malum tulum çalgısı”, oradan da tekrar Yunancaya tsambouna diye geçmiş. Yunancadan Trabzon Rumcasına, zimbona diye geçen kelime, Türkçenin Doğu Karadeniz ağızlarında da var: zimbon (Erzurum), zımbon, zımpon, zombon (Trabzon) “kızılağaç, buğday sapı, kamış vb. den yapılan düdük”.

Lazcaya da geçmiş kelime zambara, zamara, zabara “düdük”, k̆ast̆ane zabara “kabak yaprağından yapılan düdük”. Aynı anlamıyla Hemşin türkçesine de geçmiş: ç’ibul/ç’ibu “Gövdesinin içi boş bitkilerden yapılan bir tür düdük. Kabak iliğinden yapılan bir çeşit sipsi”. Alın buradan yakın, Gürcüceye de geçmiş: č̣iboni, č̣imoni “malum tulum çalgısı”

Sonuç olarak, tulum çalgısının menşeinin Balkanlar olduğunu kelimelerin tarihi de desteklemekte ve ispatlamaktadır.
Elbette ki, tulum bizim ulusal çalgımız, ancak gökten zembille inmedi! Yaşadığımız coğrafyanın bir ürünü.
4-5 sene önce tulum hakkında biraz araştırıp soruşturduğumda, çok şaşırtıcı şeyler öğrenmiştim. Mesela bence bizim tuluma en yakın olanı Basra Körfezinde çalınan ve İranlıların ney-anbān dedikleri tulumdur. Şu linkten dinleyebilirsiniz: http://www.youtube.com/watch?v=OckerVgwoI4
Şimdilik bu kadar, aklıma bir şey gelirse ekleriz!

4 yorum: