Germak̆oçi kelimesini kendi köyünde kullanılsın, kullanılmasın pek çok
Laz, en azından meraklı Lazlar duymşlardır. Ormanlarda yaşayan, bütün vücudu
kıllarla kaplı, insanın her yaptığını taklit eden bir nevi orman adamıdır bu.
Bu mitolojik figürle ilgili bir kaç inceleme de kaleme alınmıştır.
Germak̆oçi kelimesi ve eşbiçimleri Viʒ̆e (Fındıklı) ve doğusunda
konuşulan Lazcada kullanılır, Ardeşen ve Pazar tarafında bilinmez. Ancak aynı
mitolojik figüre Ç̆ik̆a ya da K̆oncolozi, bazen de Yaban Adami dendiği olur.
Bu Germak̆oçi
kelimesindeki ikinci unsur, yani k̆oçi “adam” demektir. Öndeki germa'nın
ise “dağ, orman” anlamına geldiği kabul edilir. Bir halk etimolojisi üzerinden
bir çıkarım ve bunun devamında bir neoloji olarak mı germa kelimesinin bu
anlamı kazandığını, yani doğalında insanların germa ya da eşbiçimlerini konuşma
dilinde kullanıp kullanmadıklarını bilemiyorum. Ancak Dumezil’in ve Asatiani’nin
metinlerinde germa kelimesinin bu anlamda kullanımına rastlıyoruz.
Germak̆oçi için Fındıklı tarafında Gemak̆oçi başka yerlerde de Gimak̆oçi
dendiğini biliyoruz. Şu halde “orman, dağ” anlamındaki germa, gema, gima
kelimelerinin menşei, kökü, etimolojisi nedir? Bu epey zamandır aklımda olan
bir soruydu. Megrelce ve Svanca sahasına baktım, benzer bir kelime var mı diye,
ama hiçbir şey bulamadım. Gürcüce sahası için de hakeza... Öyle görünüyor ki bu
kelime sadece Lazca sahasında kullanılıyor. Tecrübelerim, sadece Lazca
sahasında rastlanan, içerisinde çx, ʒx, t̆k̆, ç̆k̆, şk vs. kompleksleri bulunmayan,
bunun gibi iki açık heceden oluşan kelimelerin Lazca olma ihtimalinin çok düşük
olduğunu gösterdiği için, Lazca için özellikle iki donör dil; Ermenice ile
Rumcaya da baktım, ama oradan da sonuç alamadım. Elbet bir yerden çıkar, deyip
kelimeyi kenara koydum ki, geçenlerde bir durumu fark ettim: Bir kaynakta Germak̆oçi’nin
Dimak̆oçi şeklinde yazıldığını gördüm. Klavyede d ve g harfleri oldukça
birbirine yakın, o sebeple bir yazım hatası olabilir, diyerek sadece not etmekle
yetindim bunu. Ancak dün, Facebook ortamında “dima”nın ne anlama geldiğini
sorgulayan bir paylaşımın altındaki yorumları görünce, Dimak̆oçi formunun bir
yazım yanlışı değil, Arhavi’ye özgü bir söyleyiş olduğunu anladım!
Bu idraka vasıl olunca,
kelimenin soyu sopu yavaş yavaş kendini ele vermeye başladı. Etimoloji ile
ilgilenen biri, dima ile gima aradındaki d > g değişimine
“dilin kemiği yok” kabulü ile kayıtsız kalamaz. Kaldı ki bu tür ses değişimlerinin
hiçbirisi tesadüfen ve anlamsız değildir ve bunlar fonolojinin en heyecan verici
fenomenleridir. Kaldı ki, örnekleri az olsa da Lazcada /i/ önündeki /d/lerin /g/leşmesi
bu türden bir ses olayı olarak karşımızda durmakta. Bunun en bilindik örneği gyari “yemek”
kelimesidir. Zira gyari’nin aslı diari idi ve 1797 tarihli bir
kayıtta bu şekilde geçmesinden başka, Svancada diar “yemek” ve
Megrelcede diar- fiili “ziyafet vermek” anlamında kullanılır.
Aynı ses olayı Yunanca kökenli
ποδιά podia “önlük” kelimesinde de görünür: Hopa’da p̆odia olarak
kullanılan kelime Viʒ̆e’de p̆orgya formunu alır. Viʒ̆e ve doğusundaki /gy/
sesinin Ardeşen ve Atina’da /c/leştiğini hatırlayınca (gyari > cari
gibi), p̆orgya’nın Ardeşen-Atina’da p̆oca şeklini alacağını tahmin
edebiliriz. Buna bir bitki türü olan soxudia > soxorgya ve xardali
> xargyali “hardal” örneklerini de verebiliriz.
Şu halde gima kelimesi dima’nın
alternansından başka bir şey değildir ve germa da hesaba katılırsa, *dirma
gibi bir arkaik formdan bahsetmemiz mümkün olur. İşte bu ipucu üzerinden Yunancayı
taradığımda δρυμός drimos “orman” kelimesi karşıma
çıkıverdi. Bu kelimenin düzensiz nötr çoğulunun δρυμά drima şeklinde olduğunu görünce bütün fonolojik sorunlar çözülmüş oldu.
Şu halde sadece Lazcada karşılaştığımız
bu kelime δρυμά drimá >> *drima > *dirma
> *girma araformlarına ve bunun günümüzde rastlanan dima, gima,
germa, gema ve cerma şekillerine evrilmiş olduğunu bir etimologun gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz.
Darısı gest̆a, grest̆a, cest̆a’nın
başına!